Olmaz dediğin olur bazen
İçinin içini yediği akşamlarda
Hasret tutamları çıkar içinin her odasından...
Öyle bir dolmuşsundur ki, ağladığını anlamazsın
Hayatın neresinden baksan hayata, onu gördüğün geceler gibi
Ürkek bulursun, yalnızlığınla yalnızsındır...
Tek tek bakarsın resimlere, her karede olanlara
O günlere dönme özlemi, içinin ateşini fitiller
Bir bahar akşamıdır ve o yine yoktur
Susarsın, her zaman yaptığın gibi
Birkaç on yıl daha susarsın...
Susmaktan başka kelimen olduğunu bilmeyip, sessizliğine sarılırsın...
Asla veda edemediğin kendin gibidir yollar
Üzerinde onca insanın hikâyesi yaşar
Ağır gelir bazen bu hatıralar, kederlerine binip gitmek istersin…
Yol gibi bitmek istersin... Bitemezsin...
Ufuğunda görünenler vardır çünkü senin sonunda...
Bir film şeridi akar ve durur o yıllardır kanıksadığı kırışıklıklarda...
Hayatın hep umut doludur ayrıca
Bir gün dönecek dediğin için hep saklanmışsındır
Hayata çoktan kapattığın kapın, onun için aralıktır...
Mektuplar okumandan eskimiş gözlerin
Ondan öyle bakıyor
Ve ellerin hala yabancı...
Bugüne ertelediğin tüm yarınlarını yorulmadan taşıyorsun
Sırf o yüzden
Bir hayat üzerine kurulmuş bir hayat daha yaşıyorsun...
Yüzlerce balondan ayrılmış bir ipli balon gibi nefes alışın...
Onun elinin sürüklediği kadar gidebilirsin bir yerlere...
Onu bunca beklemendendir, rastlantı değildir
Hayat bilgisi dersinden yıllardır kalışın...